Hayat bir aynadır. Siz ona
gülümserseniz, o da size gülümser.
Yaşamını
iyileştirmek isteyen herkes ilk önce olumlu düşünmeyi öğrenmelidir.
Çünkü, düşünceler inançları, inançlar davranışları, davranışlar da çevre
ile etkileşimi belirler.
Zihni sağlıklı olanların,
bedenleri de daha sağlıklı olur. Dolayısıyla, olumlu düşünce hayatın
kalitesini ve süresini de artırır.
Olumlu düşünce
yeteneği öğrenilebilecek bir yetenektir.
Bu yeteneği geliştirmek için başkalarının deneyimlerinden faydalanmak
etkili bir ilk adım olur. Dolayısıyla, çevredeki iyimser insanları
belirleyip, onları örnek almak olumlu düşünce yeteneğini geliştirmeye
yardımcı olur.
Olumlu düşünme yeteneğini
kazanmak için insan öncelikle kendisiyle barışık olmalıdır. Bunun için
düşüncenin, söylemlerin ve eylemlerin tutarlı olması gereğini hiç
unutmamalıyız. Bu tutarlılık gösterilmediğinde hem toplumun
güveni yitirilir, hem de insanın iç huzuru zedelenir.
En acımasız
kritiği insanlar çoğu zaman kendileri yaparlar. Hatasız kul
olmaz. Yapılan hataları eleştirmek yerine, kendini geliştirme
fırsatı olarak görmek daha yapıcı sonuçlar verir. Olumlu
düşünmek, hataları reddetmek değil, onları birer iyileştirme fırsatı
olarak görmek demektir. Olumlu düşünmek, hataların bir
daha ki sefer nasıl önlenebileceğini düşünmek ve bunun için plan
yapmaktır.
Bu
yaklaşımı çevrenizdekiler için de uygulamak, insanların sizinle daha
olumlu bir etkileşim kurabilmesine yardımcı olur. Bir adada tek
başına yaşamanın güçlüğünü göz önüne getirdiğimizde çevremizle etkileşimin
hayatımızın ne kadar önemli bir parçası olduğunu daha iyi anlarız.
Bu etkileşimin kalitesini artırmak, hayat kalitemizin de artırılmasına
yardımcı olur.
Olumlu düşünebilmek
için cümlelerinizden olumsuz kelimeleri silmeye
çalışın. Bu yaklaşım, her olayın olumlu yönlerini görebilme
yeteneğini geliştirmeye de yardımcı olur. Çünkü kelimeler, düşünceyi
ve inançları tetikler.
Hayata yaklaşımda sorumluluk almak,
ancak esnek bir yaklaşımı benimsemek olumlu yaşam için önemli bir
girdidir. Hayatta ulaşmak istediklerimizin
kendiliğinden gelmeyeceğini, geleceği şekillendirmek için bugünden
çaba gösterilmesi gerektiğini
kavramalıyız. Ancak, geleceği şekillendirmenin, geleceği belirlemek
manasına gelmediğini de anlamalıyız.
Dolayısıyla,
zihinsel açıdan sağlıklı olabilmek için gerçekleri kabullenmeyi de
öğrenmek gerekir. Ancak, gerçekleri kabullenmek, onlara boyun eğmek
demek değildir. Önemli olan gerçekleri görmek ve onlardan
değiştirebilecek olduklarımız için yapıcı eylemlerde bulunmaktır.
Olumlu düşünmek ve olumlu
yaşamak için insan kendine ve çevresine güvenmelidir. Hayatı sadece
onu değiştirebileceğine inananlar iyileştirir. Kendine ve çevresine
güvenen, inançlı ve azimli insanlar hayatın kalitesini geliştirir, kendileri
ve çevreleri için mutluluk kaynağı olur.
Dünyada iki büyük
güç vardır: biri korku, diğer iise inançtır. Olumlu düşünebilmek için
insanın korkularını da yenmesi gerekir. Korkuları yenmenin en etkili
aracı ise inançtır.
Tanrıya inanmak hayatta değiştiremediklerimiz
karşısında iç huzuru bulabilmeyi sağlar. Değiştirmek istedikleriniz için
elinizden gelen çabayı gösterdikten sonra hayırlı bir sonuç beklentisiyle
tanrıya havale etmek stresi azaltır ve daha sağlıklı bir hayat yaşamaya
fırsat tanır.
Düzenli olarak fiziksel ve
ruhsal egsersiz yapmak
insanda olumlu düşünceyi, sağlıklı ve dengeli yaşamı geliştirir.
Yaşam ulaşılan sonuçlar değil,
istenilene ulaşmak için yürüttüğümüz süreçtir.
Bu süreçte bilinçli çaba göstermek, tutarlı olmak, çevremize güven vermek
ulaşılan sonuçlardan çok daha büyük mutluluk kaynağıdır.
Bu süreçte en önemli
ve kalıcı kazanımlardan biri de elde edilen sonuçlar değil,
öğrenimlerdir. Öğrenmek için sürekli bir çaba göstermek gelişmenin
temelidir. Bu çaba gerçekleri kabullenme ve aynı zamanda onları
değiştirme gücünü kazanmak için faydalıdır.
Yaptığı işe inançla sarılan
kişiler büyük bir çoşku ile çalışırlar. Bu coşku
onları başarıya ve olumlu etki yapmaya taşır. Bu nedenle insanın
sevdiği konulara eğilmesi büyük önem taşır.
Hayatta en
demokratik olarak dağıtılmış kaynak zamandır. Herkes için gün 24
saattir. Zamanı iyi kullanmak ve ileride değişmesini istedikleriniz
için önceden adımlar atacak cesaret ve uzak görüşlülüğü göstermek insanın
olumlu düşünce yeteneğini de geliştirir.
Olumlu düşüncenin temelinde sevgi yatar. Olumlu düşünebilmek için
insanları sevmek, onlara birşeyler kazandırabilmenin heyecanını yaşamak
gerekir. Kendini iyi hissetmenin yolu, içten bir duyguyla
başkalarına yardım edebilmektir.
Hayatta iki değer var ki,
paylaştıkça artıyor: sevgi ve bilgi. Sevgisini ve bilgisini
paylaşan insanlar en büyük zenginliğe kavuşan insanlardır.
Hayatta mutluluk
olumlu düşünce ile başlar, olumlu söylem ve eylemlerle gelişir, paylaşılan sevgi ve
bilgiyle doruğa erişir.
Dr. Yılmaz Argüden