Affedici
olmak, kendimize ve başkalarına yönelttiğimiz negatif enerjiden kurtulmaktır.
Bu basit görünse de uygulaması o kadar kolay olmayan bir şeydir. Her zaman affetmeye hazır olamayabiliriz.
Öfkemiz dinmemiş, yaramız çok acı vermeye devam ediyor olabilir. Ya da size
yapılanların affedilemez olduğunu, affetmeniz durumunda, yapılanların yapanın
yanına kar kalacağını, bunun duygularınızı yok saymak anlamına geleceğini
düşünüyor olabilirsiniz. Böyle hissediyor olmanızda bir gariplik yoktur. Bunlar
da duyulması, hissedilmesi gereken duygulardır.
Ancak
affedici olmak iyileşmek açısından hayati önem taşır. Bir başka deyişle,
iyileşme ve affetme birbirlerine bağlıdır. Affedici olmadığımız sürece bir
parçamız geçmişte takılı kalır, bütünlüğümüzü sağlayamayız.
Acılara
takılıp kalmak içimizdeki öfkenin artarak sürmesine yol açar. Oysa böyle
davranmakla sadece kendimize zarar vermiş oluruz. Affedici olmadığımız sürece
içimizdeki bizi yiyip bitiren, kalbimizin çevresine duvarlar örülmesine yol
açan suçluluk duyguları ve yaralar varlığını sürdür. Bu da geçmişe takılıp
kalmamıza ve değişme becerimizi yitirmemize yol açar. Affedici olmak ise
kapıları ardına dek açar. Baraj kapılarının açılmasıyla enerjimiz özgürce
akmaya başlar., bunun sonucunda da
kendimizi hafif ve özgür hissederiz. Affedici olmak, "Kendimi
seviyorum; bu nedenle acı çekmeye, bu acıyı taşımaya devam etmek
istemiyorum" demektir.
Affedici
olmak, yaşanılanları affetmek anlamına gelmez. Yapılanların kötülüğünü ortadan
kaldırmaz. Yaşanılan hiçbir şeyi değiştirmez zaten. Ancak çekilen acılar
genellikle affedici olmaya direnmemize neden olur. Çünkü affedersek acı çekmek
bahanelerimizden de vazgeçmiş oluruz. Suçlayacak kimse kalmaz. Oysa her zaman
için başkalarını suçlamak, içinde bulunduğumuz durumu kabullenmekten daha kolay
gelir. Affetmeyerek , değişmemek için
mükemmel bir bahane bulmuş oluruz. Bu yolla kurban rolünü oynamaya devam
edebiliriz. Oysa bu acıya takılıp kaldığımızda bize acı çektiren insanla
ilişkimizi sürdürerek, bu düşüncenin duygularımızı ve tavrımızı belirlemeye
devam etmesine izin veririz. Geçmişte yaşadığımız acıları her gün yeni baştan
yaşarız. Bu nedenle, kurban rolünü oynamaktan vazgeçmek, bu nefreti aşabilmek,
bizim yararımızadır.
Affedebilmek
geçmişle hesabımızı kapatmamızı, bu yolla ilerlemeye başlayabilmemizi sağlar.
Başkalarını affedebilmek önemlidir, ancak kendimizi affedebilmemiz de en az
onun kadar önemlidir. Kendimizi affetmemiz, kendimizi olduğumuz gibi, tüm
hatalarımızla, zayıflıkarımızla kabul edebilmemiz anlamına gelir. Kendimizi ne
kadar affedebilir, acılarımızdan kurtulabilirsek, başkalarına karşı da o kadar
affedici olabiliriz.
Kaynak:
Debbie Shapiro Bedeninizi dinleyin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder