Bilinçaltımız çok ama çok saftır ve
de saf olduğu oranda da çok kolay kandırılabilir. Biz olumsuz şeyler
düşündüğümüzde, zavallı bilinçaltımız gerçekten mutsuz olduğumuzu düşünür ve
ona göre salgıladığı kimyasalları değiştirir, stres hormonu salgılamaya başlar,
hatta mutluluk hormonların üretimini kısar. Hatta bu mutsuz düşünme hali
devamlı tekrarlandıkça, zihin ekranımız, bu mutsuzluk dosyasına bir de kısa yol
yaratır. Biz aynı şeyleri düşündükçe beyin de aynı kimyasalları salgılar, aynı
kimyasalların etkisinde kaldıkça bu
kimyasallara bir bağımlılık gelişir, tıpkı sigara bağımlılığı gibi. Bağımlı
olduğumuz şey elimizden alındığında yoksunluk çekeriz; işte bu nedenle
mutsuzluk hali de bağımlılık yaratır. Onun için de çevremizde mutsuzluğu bir
yaşam biçim haline getirmiş insanlar çoktur, adeta acı çekmekten zevk
alırlar... oysa ki onlar da bir mutsuzluk bağımlılığı gelişmiştir.
Ben beyni-bilgisayarlara benzetmesini
çok severim. Zihin beynin işletim sistemidir, bilinçaltı da işlemcisi; zihin
ekranımız da masaüstü.Virüsler bilgisayarın çalışmasını bozar, olumsuz
düşünceler de beynimizin virüsleridir. Bazen de bilgisayarımız da bu virüsler
yüzünden çöker, tıpkı hastalıklar bedenimizi çökerttiği gibi... çökmüş bir
bilgisayarda hangi tuşa bazsanız çalıştıramazsın.
Peki ne yapabiliriz? İnsan 21 günde
bir alışkanlık geliştirir ve bir alışkanlığı da 21 günde bırakır. Şimdi güneşli
bir günde dışarı güneş gözlüğünüzü almadan dışarı çıktığınızı düşünün, güneş
çok parlak ve otomatikman kaşınızı çatarsınız. Beyine de bu sinyal gider.
Dikkat, dikkat, kaşlar çatılmıştır. Bilinçaltı hemen alarma geçer, çünkü
genelde kaşlar çatılınca olumsuz bir olay vardır, stres vardır ve anında stres
hormonu salgılanır.
Bir de bunu olumlu bir duruma
çevirelim. Yeni alışkanlık geliştireceğiz ya! Gülümsediğimizde belli yüz
kasları çalıştığı için de beyine sinyaller gider, bilinçaltı gelen sinyalleri
inceler: bu yüz kasları çalıştığında, genelde olumlu bir durum vardır ve beyin anında
dopamin ve de serotinin, yani mutluluk hormonları salgılamaya başlar. Yani her
gülümsediğimizde aslında kendimiz mutlu ediyoruz. Kendinizi kötü mü
hissediyorsunuz, gülümseyin. Olur olmadık şeylere gülümseyin, kendinizi mutlu
edin. MutluyMUŞ gibi davranın ve beyniniz sizi mutlu edecek hormonlar salgılayacaktır,
bunu 21 gün yapın bakalım ne olacak... eminim zihin ekranız mutluluk kısa yolu
geliştirecektir. İçinizden gülümsemek gelmiyor mu, açın internetten kedi köpek
videoları, ya da sevdiğiniz bir komedyenin gösterisini. İzledikten sonra
kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Ya da oynak bir müzik açın, kısa zaman
içinde ayağınızla tempo tutacak hatta içinizden dans etmek geliyorsa dans edin.
Dün'ü değiştiremeyiz, yarın'ı göreceğimizi bilemeyiz, o halde mutlu olmak için
sadece şu an var. Kendinize bir iyilik yapın ve gülümseyin, bedeniniz size
teşekkür edecektir.
sevgiyle kalın 😊
Tülay Okcu
Tülay Okcu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder