Başta da
söylediğim gibi iyileşmek karmaşık bir süreçtir. Salt bedeni ilgilendiriyor
gibi görünse de ruh ve beden bir bütündür. Bence beden ne kadar iyi çalışıyorsa
çalışsın, ruh rahatsızsa beden de onu takip eder. Yaşadığımız ortam, özel
ilişkiler, iş durumumuz ve çevre ruhumuzu hasta edebilir. İnsan bunun farkında
olmaz çoğu zaman. Bilinç bu rahatsızlıkları görmezden gelebilir ama bilinçaltı
her şeyi kayda alır. Sana rahatsızlık veren durum değişmedikçe bilinçaltı sana,
yani bedenine uyarılar gönderir. Sen bu
uyarıları anlamadıkça dozunu artırır. Sonuç olarak bedenin hastalanır ve sen
doktora koşarsın. Bana olan da budur.
Ancak
bilinçaltı hem çok uyanık hem de çok saftır. Her şeye inanıverir. Yani
bilinçaltını kandırmak da bir yerde kolaydır. Düşün bir yaz gününde güneş
gözlüklerini evde unutup öğle saatlerinde dışarı çıktın, görebilmek için
kaşlarını çatarsın. O saf, iyi niyetli bilinçaltın da sen kaşını çattığın için
kötü bir durum olduğunu zannedip stres hormonları salgılar. Ama bunun tersi de
oluyor: günün berbat geçiyor ve içinden gelmediği halde gülümsüyorsun durmadan.
Gülümsediğine göre bilinçaltın da her şeyin harika olduğunu düşünüp, mutluluk
hormonu salgılar. İyileşme sürecinin en önemli parçalarından biri de
bilinçaltını hastalık diye bir şeyin olmadığına inandırmak. Bunu nasıl yaptım?
Tabi ki az sonra.
Sayfama uğramaya devam edin.
Sevgiyle kalın😊
Tülay Okcu
Sevgiyle kalın😊
Tülay Okcu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder