Translate

31 Mart 2017 Cuma

Otto Warburg ve kanser

Araştırmalarımda Otto Warburg ismi karşıma çıkınca bütün algı ve anlayışım değişti. Otto Warburg 1931'de, oksijen yetersizliğinin ve hücre fermantasyonun, kanser sürecinin parçaları olduğunu keşfetmesiyle Nobel ödülü almıştır. Dr. Warburg o zaman şöyle yazmıştı: "Kanserin tek ve nihai temel nedeni oksijensiz yaşamdır, yani "Anaerobiosis'tir" . Normal hücreler oksijene gereksinim duyarlar, oysa kanser hücreleri oksijensiz yaşayabilir." Dr. Warburg, herhangi bir embriyondan alınan normal hücreleri laboratuvar tüpünde büyümeye zorlandığında kanser hücrelerinin özelliklerini aldıklarını gösterdi. Warburg, "Bu normal hücrelerin sadece tek bir değişkeni değiştirmekle, kanserli hücrelere dönüşebileceği anlamına geliyor" dedi.
Peki bu bilgi neden bu kadar önemli ve ne yapacağız bu durumda ? Hücreler yeterli oksijen alamadıklarında dış zarları bozuluyor. Dış zarı bozulmuş bir hücre normal yaşam sürecini sağlayamadığı için bir kenarda duruyor, o bozuk haliyle çoğalıyor. Bütün canlıların en temel iç güdüsü hayatta kalmaktır ve bunun için beslenmesi gerek. Dış zarı deformasyona uğradığı için oksijen alma zincirinden yararlanamayan hücre kendine bir alternatif yaratır ve kandaki şekeri fermente ederek beslenmeye devam eder. Buna yaparken de çoğalmaya da devam eder çünkü diğer temel iç güdü soyunun devamı sağlamaktır. Bu durum böyle sürdükçe normal olmayan hücreler kümeleşir. Bir arazi düşünün, önce bir gecekondu yapılır, aile akrabalarını da çağırır onlar da bir gecekondu yapar ve bir bakmışınız kocaman bir mahalle oluşmuş. İşte bu normal olmayan hücre toplulukları da böyle mahalleleştiklerinde biz buna kötü huylu tümörler deriz. Bu hücreler bunu kötü bir niyetle yapmaz, amaçları hayatta kalmaktan başka bir şey değildir. Peki bu durumda ne yapabiliriz?

Devamı yarın😊 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder