Translate

16 Şubat 2017 Perşembe





4. BÖLÜM  Pazartesi, sigarasız ikinci günüm  

Pazartesi gayet iyi kalkıyorum. Ama iki saniye sonra sigarayı hatırlayınca, "batsın bu dünya"  moduna giriyorumyine. Eee, normal değil mi yani, neticede daha 24 saat olmuş ya da 30..
Hala çok üzgünüm, kahvaltı niyetine bir parça ekmek kemiriyorum.  Bana eski güzel günleri hatırlatacak bir şey gerek.... Türk kahvesi yapıyorum.... ne yani sigara içmiyorsam, kahve zevkinden de mi vazgeçecem. Cesaretimi toplayıp kahvemi yapıyorum, neticede kahve bir  tetikleyici. Kahve pişerken o mutlu mesut kahve sigaralı anlarımı düşünüyorum. Mevsim kış olduğu için nedense aklıma dışarda ısıtıcıların altında soğuktan kaskatı kesmiş Tülay'ı hatırlıyorum. O kahve sigarayla içilecek ya donmayı göze alıyorsun. Bir de şöyle bir durum var o soğukta, sen sigaranı yakana kadar kahve hemen ılık bir bulamaca dönüşüyor.
Kahveyi içiyorum ama zevk vermiyor. Kahvenin suçu yok. Kafanda sana zevk veren şeyleri düşündüğünde, o yoksunluğun etkisiyle beynin kısa devre yapıyor ve her şeyi ama her şeyi sigarayla ilişkilendiriyorsun. Yemek yemenin anlamı gidiyor... "üstüne bir sigara yakamıycaksam neden yemek yiyeyim" durumu oluştu bende mesela.

 Ha bir de şu efsane laf vardır ya "sigarayı bıraktığımda her şeyin tadı daha güzel gelmeye başladı" yok anacım, bende öyle olmadı işte. Alışmışım her şey belli bir şekilde algılamayı, sevmedim o yeni tatları. Poğaça aldım leş gibi yumurta kokuyor. Köfte yedim o da kokuyor. Bitki çayları ot kokuyor. Bu mu bana vaat edilmiş kutsal topraklar ?
Kendimi sokağa atıyorum. Zaten sosyalleşecek kıvamda değilim. Mümkün olan en uzun güzergahtan çarşıya yürüyorum. Dışarda sevdiğim bir şey yiyeyim diyorum, onun tadını da beğenmiyorum. Demek o tatlar hep böyleymiş de ben farklı algılıyormuşum. Enteresan olmasına enteresan, ama hoş değil.
Ordan sinemaya gidiyorum. Bunu sigarayı yeni bırakmış herkese tavsiye ederim. Birincisi kapalı alan zaten sigara içemiyorsun. İkincisi sinemaya bir de yalnız gittin mi sosyalleşmek zorunda değilsin. Gittin geldin izledin toplam 3 saat geçmiş oluyor. Bu da ikinci gün için harika bir durum. Neticede bir günün tam 8/1 yani sekizde biri.....dörtte birini zaten uykuda geçiriyorsun gibi garip hesap mekanizmaları gelişiyor.
İkinci gün ilk güne göre daha iyi ve olaysız geçiyor. Akşam da harika bir içeceği keşfediyorum: SÜT. Süt beyaz ve masum. Zaten hiçbir zaman bir bardak süt içtiğimde " dur şunun yanında bir sigara yakiym iyi gider " demişliğim yok. Yani sütün sabıkası yok. Ve tabi ki en önemlisi: Sütün tadı hiç değişmedi. Şu an süt en yakın dostum diyebilirim.


Devamı var tabi ki, az bir bekeleyin gari 😊 bir de arada bir yorum yazsanız ne güzel olurdu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder