Zeigarnik etkisi, ilk kez Rus
psikolog Bluma Zeigarnik tarafından keşfedilmiştir ve yarım kalmış,
tamamlanmamış şeylerin daha kolay hatırlanabildiğini ortaya koyan bir
kavramdır. Ve bu etki bize, yarım kalmış aşklarımızı unutamayışımızı, yarıda
bıraktığımız şeylerde sürekli aklımızın kalışını çok net açıklar aslında. Ve
“Devam edecek” şeklinde en önemli yerinde yarıda bırakılan diziler, bu psikolojik
etkinin en bariz örneklerinden sayılabilir.
Rus
psikolog Bluma Zeigarnik’in (resimde solda, evet solda, hayır erkek olan değil,
soldaki kadın) ismiyle anılıyor. Viyana’da gittiği restoranda otururken tuhaf
bir durum Zeigarnik’in dikkatini çekiyor. Garsonların siparişleri sadece servis
sürecinde hatırladıklarını fark ediyor. Servisi tamamladıklarında siparişler
hafızalarından buharlaşıp gidiyor.
Çalışmalarına dönen Zeigarnik bu durumla ilgili bir
teori geliştirmeye koyuluyor. Laboratuar ortamında bir deney oluşturuyor.
Deneklere yirmi kadar basit görev veriyor; bulmaca çözmek, ipe boncuk dizmek
gibi görevler. Yalnız bazen araya girip yapmakta oldukları işi yarıda
kesmelerine neden oluyor. Daha sonra deneklere hangi görevin daha çok
akıllarında kaldığı soruluyor. Tamamladıkları işlerden çok yarım bırakmak
zorunda kaldıkları işleri hatırlayanların sayısı diğerlerinin iki misli
çıkıyor. Arkası
Yarın
İşte size bir ipucu daha: Seyirciyi o kanalda tutmak
için televizyoncuların kullandığı en eski numaralarından biridir haftalık dizi
filmler. Dizinin son sahnesi şok edici, yarım kalmış, sonucu belli olmayan bir
resimle biter örneğin. Kahramanımız balkondadır ve arkasından yaklaşan bir
gölge onu sırtından iter. Sahne burada dondurulur. Kahramanın düşüp düşmeyeceğini
öğrenmek için ertesi haftayı beklememiz gerekiyordur.
Sonra şu yazıyı görürüz: DEVAM
EDECEK
Ertesi hafta sonucu görmek için yine o kanalı
açarsınız çünkü gizem aklınızda kalmıştır, zihninizi hâlâ meşgul etmektedir.
Tamamlanmamıştır.
Büyük romancı Charles Dickens da aynı tekniği
kullanırdı. Eserlerinin çoğu, daha sonradan tam olarak yayımlanmış olsa da önce
tefrika halinde basılmıştır. Oliver Twist örneğin.
Madem Başladım O Zaman Bitireyim
Madem Başladım O Zaman Bitireyim
Bütün bu örneklerin ortak noktası şu ki, insan bir
işe başladı mı onu yarım bırakmaktan çok bitirmeye eğilimli oluyor. Erteleme
illetine şayet haddinden büyük bir işle karşı karşıyaysak tutuluyoruz ve o işe
başlamayı sürgit geciktiriyoruz. Bu da genellikle ya nasıl ya da nereden
başlayacağımızı bilemediğimiz durumlarda oluyor.
Zeigarnik Etkisinin bize öğrettiği şu ki, ertelemeyi
yenmekte kullanabilecek bir silah varsa o da bir yerden, herhangi bir yerden
başlamak.
En zor kısmından başlamayın elbette. Önce daha kolay
olan kısımları deneyin. Büyük bir projenin bir parçasının bile altından
kalktığınızda gerisi gelecektir. Bir kere başladınız mı içinizde bir dürtü
oluşur. “Madem başladım, bitireyim.” Zihninizin gerisinde, farkında bile
olmadığınız bu küçük ses sizi o görevi tamamlamaya teşvik eder. Dünyanın her
yanında onca insan Lost dizisini nasıl seyretti sanıyorsunuz?
Gayet basit bir tekniktir bu ama sıklıkla aklımızdan
çıkar; yine gidip bir işin en zor kısmına dikeriz gözümüzü ve gözümüzde
büyütürüz işi. “Yapamayacağım” düşüncesi ertelemenin en sevdiği kardeşidir.
Yalnız Zeigarnik Etkisinin önemli bir istisnası var.
Bir şeyi elde etmek için yeterince motive olmadığımız durumlarda bir işe
yaramaz. Şurası gerçek ki, bir şeyi imkânsız ya da sıkıcı buluyorsak zahmete
girmeyiz.
Ama ulaşılabilir bulduğumuz bir amaç için sadece bir
adım atmak çok büyük bir fark yaratır.
Yani uzun lafın kısası, yarım bıraktığımız her şey zihnimizi oyalar...
Kaynak: Kuraldışı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder